Çocukluk Çağı Lösemileri; Akut lösemi, çocukluk çağı kanserleri arasında en sık görülenidir.Lösemi halk arasında kan kanseri denilen hastalıktır. Toplumlara göre görülme sıklığı değişebilmekle birlikte kabul edilen oran; yüz bin çocukta 3-4 arasındadır. Löseminin gelişmesinde; radyasyon ve boya sanayinde kullanılan benzene maruz kalma çok etkilidir. Bununla birlikte lösemi tanısı konulan çocukların büyük kesiminde hiçbir neden yoktur.
Çocuk lösemilerinde tedavi şekilleri; kemoterapi, radyoterapi ve kemik iliği naklidir. Kemoterapide ilk ay; altı-yedi farklı kemoterapatik ajanlar farklı dozlarda, yoğun olarak verilir. Tedaviye X ışını ile yapılan radyoterapi de eklenebilir.
Çocukluk çağındaki kanser vakalarının %35’ini lösemiler oluşturur ve birinci sıradadır. Lösemiler hücre cinsine göre; ALL (Akut Lenfoblastik Lösemi) ve AML (Akut Myeloblastik Lösemi) olmak üzere 2 ana gruba ayrılır. Kendi içlerinde de alt sınıflar tanımlanabilir.Türkiye’de her yıl 16 yaşın altında 1200-1500 yeni lösemili çocuk vakası bildirilmektedir.Sebebi tam bilinmemektedir.
Çocuklarda lösemi hastalığının belirtileri
*İştahsızlık
*Kansızlık
*Zayıflama
*Bacaklarda kemik ağrıları
*Cilt altında kanamaları (kırmızı noktalar veya morarmalar)
*Burun ve dişeti kanamaları
*Ateş
ilk gözlenen bulgulardır.Ayrıca yayıldığı organlara ait belirtiler, örneğin başağrısı, kusma, karın ağrısı, görme bozuklukları önem taşıyabilir. Bu yakınmalarla müracaat ettikleri çocuk hematoloji (kan hastalıkları) uzmanlarınca yapılan muayenede çoğunlukla karaciğer ve dalak büyümesi, lenf bezlerinde genişleme, kanama bulguları tespit edilebilir.
Yapılan kan, kemik iliği, hücre tipini belirleme ve genetik tetkikler sonucu kesin tanı konulabilir.
Tanıdaki ayrıntılı testler genellikle lösemi tiplerini, tedavi prensiplerini belirlemede yardımcı olacaktır.
Tedavi
Hastane ortamında uzman doktorlar tarafından tedavi uygulanır. Tedavi sırasında koruyucu sistem çok zayıfladığı için çocukların iyi korunmaları, maske takmaları gerekmektedir.
ÇOCUKLUK ÇAĞI LÖSEMİLERİ TEDAVİ EDİLEBİLİR.
Tedavinin birinci ayındaki iyileşme göstergelerine bakılarak risk sınıflaması yapılır. Bu sınıflama sonrası yüksek riskli gruba kemik iliği nakli yapılması gerekebilir. Kemik iliği nakli için; 18-65 yas arası sağlıklı herkes verici adayı olabilir. Verici adayı olabilmek için; ruhsatlı Kemik İliği Bankaları'na başvurulabilir. Ancak bizim nakil yapılacak hastalarda ilk baktığımız, aile bireyleridir.
Bizim açımızdan lösemi tedavi edilebilir bir hastalıktır. Ancak yüzde 10-20'lik grupta, hastalık ne yazık ki tekrar edebilir. İki yıl sonra hastalığın tekrarlama riskinin çok azaldığı, beşinci yıldan sonra ise bu riskin olmadığı düşünülüyor.
Lösemiye karşı; çocukları endüstriyel kirlenme ve kimyasal ajanlardan uzak tutmak gerekir. Süt ürünleri ve taze meyve-sebzenin bol bol tüketilmesi önerilir. Cep telefonu kullanmalarına da ergenliğin geç dönemlerine kadar izin verilmemesinde fayda var. Bilgisayar kullanımı da iki üç saati geçmemeli.
SAĞLIKLI KARDEŞLER UNUTULMAMALI!
Lösemi tedavisi uzun bir süreçtir. Ailenin bu sürece hazırlanması ve bir arada kalmaya özen göstermesi önemlidir. Hastane süreçlerinin; anne, baba, kardeşler tarafından paylaşılması gerekir. Bu arada bazı aileler tüm enerjilerini hasta çocuğa verip diğer kardeşleri ihmal edebiliyorlar. Diğer sağlıklı kardeşlere de zaman ayırmak gerekir.
YENİ TEDAVİLER İLE BAŞARI ORANI YÜZDE 80
1960'ların başında lösemi hastalarının yaşama şansı ne yazık ki birkaç ay ile sınırlıydı. Ancak kemoterapide kullanılan ilaçların sayısının artmasıyla, hayatta kalma süreleri yıllara uzamaya başladı.
Hastane ortamlarındaki temizlik tedbirleri, destekleyici beslenme önerileri, katater gibi daha sağlıklı damar yollarının kullanılması ve ailelerin de daha dikkatli olmasıyla; çocukluk lösemilerinin tedavi edilebilme oranları yükselmiştir. Tüm bu gelişmeler ile bu oran; yüzde 80 civarına ulaşmıştır.
HALSİZLİK VE KEMİK AĞRILARINA DİKKAT!
Akut lösemilerin gelişimi günler, haftalar içinde hızlıca olur. Kan kanseri hücrelerinin artmasına bağlı ilk gelişen bulgular; yaygın ve ısrarlı kemik ağrıları, halsizlik, vücutta morluklar, diş eti ve burun kanamaları, idrarda kan ve tekrarlayan enfeksiyonlardır.
Öncesinde şikayeti olmayan çocuğun tekrarlayan enfeksiyonlar ile birlikte halsizlik ve kanamaları mevcutsa; çocuk mutlaka bir hekim tarafından değerlendirilmelidir. Ayrıca kilo kaybı, gece terlemesi, iştahsızlık bulgularının birlikteliği de hekim tarafından analiz edilmeli.